Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Bilişsel Davranışçı Yaklaşım
Yaşam, bazen beklenmedik ve travmatik olaylarla doludur. Doğal afet, kaza, savaş ya da ciddi saldırı gibi olaylar ve deneyimler kişinin yaşamında derin izler bırakabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), böyle bir travmatik deneyimi yaşayan insanların karşılaşabileceği ciddi bir psikolojik bozukluktur. TSSB, travmatik bir duruma maruz kalmanın ardından uzun süreli korku, stres ve endişe ile karakterizedir.
TSSB, travmatik bir olaya maruz kalan pek çok insanı etkiler. Örneğin; doğal afet yaşayan ve tanık olan kişiler, savaş bölgelerinde görev yapmış askerler, ciddi bir kazaya karışmış kişiler ve cinsel saldırı mağdurları potansiyel TSSB’nin hedefleri arasındadır. Böyle bir deneyim, bireyin bilişsel, duygusal ve fiziksel durumunu ciddi biçimde etkileyebilir (Aydın, 2015).
TSSB Belirtileri
TSSB’nin belirtileri genelde travmatik olaydan sonra birkaç hafta içinde oluşur. Bu belirtiler, sürekli tekrar eden kâbuslar, aşırı uyarılma, korku dolu anılar, sosyal geri çekilme, duygusal uyuşukluk ve anksiyete atağı biçiminde görülebilir. Bu belirtiler kişinin günlük yaşamında olumsuz etkilere yol açabilir, ilişkilerini zorlaştırabilir ve genel yaşam kalitesini düşürebilir. TSSB, teşhis ve tedavi için geliştirilmiş ölçütlerle de belirlenir. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayınladığı DSM-5 bu konuda rehberlik sunar. DSM-5’e göre; TSSB tanısı koymak için belirtilerin en az bir ay süreyle devam ediyor olması gereklidir.
Bilişsel Davranışçı Terapi Yaklaşımı
TSSB’nin tedavisinde genellikle psikoterapi ve ilaç tedavisi gerekir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), TSSB tedavisinde sık kullanılan etkili bir yaklaşımdır. BDT, kişilere travmatik olaya dair düşünce ve inançları tanımlama, gerçekçi değerlendirme yapma ve sağlıklı tepkiler geliştirmede destek olur.
Bu terapi yaklaşımı, kişilerin olumsuz düşünce özelliklerini ele alarak yeniden yapılandırır ve tetikleyici durumlarla başa çıkmaları konusunda etkili olur. Ayrıca maruz bırakma gibi teknikler ile kişiler, travmaya ilişkin duygusal tepkilerini denetlemeyi öğrenir ve bu olayları işlemlemek için güvenli bir ortam sunar.
BDT’nin travma sonrası stres bozukluğu tedavisindeki etkinliği pek çok araştırma ile ortaya konmuştur. Araştırmalar, BDT’nin belirtilerin azalmasında ve işlevsellikte önemli oranda iyileşme sağlanmasında etkili bir terapi yöntemi olduğunu göstermiştir.
BDT, kişilerin travma sonrasındaki düşüncelerini, anılarını ve duygusal tepkilerini daha sağlıklı biçimde işlemeleri konusunda destek olur. Bu yaklaşım modeli, kişilerin kaygılarını ve korkularını yeniden değerlendirmelerini sağlar. Kendilerini güvende hissetmelerine ve yaşam kalitelerini artırmalarında önemli bir rol oynar.
TSSB belirtilerinin erken belirlenmesi ve müdahale edilmesi tedavi sürecinin etkinliği bakımından önemli bir etkendir. Dolayısıyla, travmatik bir olay yaşayan kişilerin, semptomları dikkate almaları ve profesyonel destek aramaları önemlidir. Erken aşamada BDT gibi etkili tedavi yöntemlerinin uygulanması, iyileşme sürecini hızlandırabilir ve uzun vadeli sonuçları olumlu biçimde etkileyebilir.
Her bireyin biricikliği gibi travma deneyimleri ve ihtiyaçları da farklıdır. Dolayısıyla, TSSB tedavisinde bireyselleştirilmiş tedavi planlarının oluşturulması önemli olmaktadır. BDT’nin etkili biçimde uygulanabilmesi için kişinin semptomları, kaynakları ve güçlü yanları dikkate alınmalı ve tedavi planı buna göre oluşturulmalıdır.
TSSB ile mücadele eden kişilerin yanı sıra, destek sistemleri ve ailelerini de sürece dâhil etmek önemli olmaktadır. Bu, kişilere destek sunmak, anlayış ve empati göstermek ve tedavi sürecinde motive etmek açısından yarar sağlayabilir.
TSSB tedavisi genellikle zaman alan bir süreçtir ve iyileşme hızı bireyden bireye farklılık gösterebilir. Bu nedenle terapistlerin terapötik ilişkiyi kurmaları, sabırla yaklaşmaları ve güven sağlamaları önemlidir. Kişilerin tedaviye olan inançlarını ve motivasyonlarını artırmak için terapistlerin bireyi desteklemeleri gerekir.
TSSB ile başa çıkma sürecinde; erken tanı, kişiselleştirilmiş tedavi planları, terapötik ilişki, sabır, psikososyal destek, güven ve koruyucu unsurların güçlendirilmesi önemlidir.
Siz de destek almak istiyorsanız lütfen buraya tıklayarak randevu alınız.
Kaynakça
Aydın, Ş. (2015). Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde travma odaklı bilişsel ve davranışçı terapiler, göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) ve farmakolojik tedavilerin etkinliğine yönelik karşılaştırmalı bir meta-analiz. Yüksek Lisans Tezi.
DSM-5. (2014). Amerikan Psikiyatri Birliği, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı (5 b.). (E. Köroğlu, Çev.) Ankara: Hekimler Yayın Birliği.