Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Tanımı
Kadına yönelik şiddetin tanımı; kadının fiziksel, cinsel ya da psikolojik olarak zarar görmesi veya acı çekmesiyle sonuçlanan ya da sonuçlanabilecek davranışlar biçiminde açıklanmaktadır(Altınay & Arat, 2007). Aile içi şiddet ise bir aile üyesinin, diğer aile üyelerinin bağımlılığını ve itaatini sağlamak için birey üzerinde hâkimiyet kurmak, bireyi kontrol etmek ve yönetmek için yaptığı davranışları kapsar. Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesine göre; kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, «bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen veya oransız bir şekilde kadınları etkileyen» şiddettir (Korkut-Owen & Owen, 2008).
Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Şiddetin Engellenmesi Bildirisi’nde (1992), genel anlamda kadına yönelik şiddeti şöyle tanımlamıştır. “İster özel ister toplumsal yaşamda olsun tehdit, cebren ya da keyfi olarak özgürlükten alıkoymak da dahil olmak üzere kadına fiziksel, cinsel ya da psikolojik zarar ve acı veren ya da verebilecek, cinsiyete dayalı her türlü şiddet hareketi” olarak tanımlanmaktadır. Bu genellemeyi aile içerisinde yaşanan şiddet çerçevesinde değerlendirecek olursak erkek tarafından kadına yönelik şiddet; kadının istemediği halde cinsel ilişkiye, ev işlerine zorlanması, aile ve arkadaşları ile görüştürülmemesi, çalışma ve okuma hakkının elinden alınması, alaya ve hakarete maruz kalması, aşağılanması vb. çerçevesinde düşünülebilir. Yani; fiziksel olarak güçlü olan erkeğin; kontrol etmek, cezalandırmak, korkutmak, güç gösterisinde bulunmak ve baskı kurmak amaçlarıyla fiziksel anlamda güçsüz olan kadına karşı şiddete başvurduğu görülmektedir (Zara & İnce, 2008).
Kadına Yönelik Şiddetin Türleri
Kadına yönelik şiddet, toplumun her kesiminde değişik yoğunluk ve türlerde kendini göstermektedir. Çünkü yapılan araştırmalar sonucunda dünya genelinde her üç kadından birinin aile içi şiddete, fiziksel şiddete uğradığı, cinsel ilişkiye zorlandığı veya başka bir şekilde istismar edildiği ortaya konmuştur. Bunun yanı sıra yapılan arkeolojik çalışmalar; kadınların fiziksel şiddetle karşı karşıya kalmasının 3000 yıl öncesine kadar uzandığı, kadın mumyaların kemiklerinde erkek mumyaların kemiklerine göre daha fazla kırık olduğu görülmüştür (Dolunay, Yıldız, 2013). Şiddet türlerini aşağıdaki gibi sıralanabilir;
Fiziksel Şiddet
- Tokat atmak,
- Vurmak,
- İtmek,
- Isırmak,
- Yaralamak,
- Duvara itmek,
- İntihara sürüklemek,
- Boğazlamak gibi…
Sözel Şiddet
- Aşağılayıcı sözler,
- Alay etmek,
- Suçlamak,
- Küfür etmek,
- Bağırmak,
- Küçük düşürmek,
- Aşırı genelleme (sen hep böylesin vb…)
Ekonomik Şiddet
- Evin masraflarını karşılamamak,
- Kadının çalışmasını engel olmak,
- Çalışan kadının parasına ve kartlarına el koymak,
- Kadının harcamalarını kontrol etmek,
- Para yönetimi konusunda sürekli eleştirmek,
- Etiketlemek («müsrif kadın» gibi)
Cinsel Şiddet
- Kadını cinsel ilişkiye zorlamak (taciz, tecavüz gibi…),
- Cinsel içerikli sözler ve imalarda bulunmak,
- Fuhuş yapmak için zorlamak,
- Cinsel organlara zarar vermek,
- Zorla kürtaj ettirmek,
- Zorla cinsel içerikli yayın izlettirmek,
- Ensest ilişki.
Psikolojik Şiddet
- İletişimi kesmek ve konuşmamak,
- Kadının kendisini ifade etmesini, görüş ve düşüncelerini paylaşmasını engellemek,
- Zaafları ile alay etmek,
- Duygusal sömürü yapmak,
- İmalı konuşarak yanlış anlaşılmalara yol açmak,
- Kadının kendisine olan güvenini yitirmesine neden olmak,
- Kadının hayatını katı kurallarla sınırlandırmak,
- Kadını yok saymak
Kadına Yönelik Şiddetin Ağırlığını Artıran Faktörler
- Psikolojik nedenler,
- Kaliteli bir sosyal iletişimin kurulamaması,
- Sevginin karşılıklı ifade edilememesi,
- Medyanın etkisi,
- Yoksulluk,
- Alkol kullanımı,
- Töreler, gelenek ve görenekler,
- Göçlerin etkisi,
- Toplumsal Cinsiyet ayrımcılığı,
- Kişilerin erken yaşta evlendirilmek için zorlanması,
- Toplumda yanlış bilinen birçok inançlar (mitler),
- Hukuki boşluklar,
- Eğitim sisteminin yetersizliği,
- Kültür farklılıkları.
Kadına Yönelik Şiddetin Nedenleri
- Toplumsal cinsiyet temelli sosyalleşme. Örnek olarak;
- İlişkilerde rollere ilişkin beklentiler,
- Erkeğin doğuştan üstün olduğuna dair inanışlar.
- Ekonomik unsurlar. Örnek olarak;
- Kadınların erkeklere ekonomik bağımlılığı,
- Kayıtlı ve kayıt dışı sektörlerde istihdam ve eğitim olanaklarına sınırlı erişim.
- Yasal faktörler. Örnek olarak;
- Boşanma, çocuk velayeti, nafaka ve miras hakkına vb. ilişkin yasalarda ve/veya yasaların uygulanması sürecinde kadının daha düşük yasal statüye sahip olması ve kadınlarda yasayı okuyup anlayabilme oranının düşüklüğü gibi…
- Siyasi faktörler. Örnek olarak;
- Kadınların siyasette, medyada; yasal ve tıbbi mesleklerde yetersiz temsili,
- Aile içi şiddetin ciddiye alınmaması,
- Aile yaşamının mahrem kabul edilmesi,
- Siyasi bir güç olarak yeterince örgütlenememesi (Tatlılıoğlu & Küçükköse, 2015).
Mağdurun Şiddete Karşı Tutum ve Davranışı
Kadına yönelik şiddetin kadın üzerinde oluşturduğu etkiler söz konusu olduğunda en çok üzerinde durulan noktalardan biri kesinlikle kadının ruh sağlığının bu durumdan nasıl etkilendiği yönündedir. Çünkü; şiddetin kadın üzerindeki psikolojik etkileri yaşanan şiddetin tipi, süresi, ciddiyeti, şiddetin gerçekleştiği sıradaki yaşam döngüsü, kişinin sahip olduğu başa çıkma mekanizmaları ve sosyal desteğine göre değişiklik göstermektedir (Zara & İnce, 2008). Yani;
- Aile içi kadına yönelik şiddet; kadını intihara sürükleyebilmekte, cinayete kurban gitmesine neden olabilmekte, anne ölümlerini artışına yol açmaktadır.
- Kadına yönelik şiddet, kadının mesleki ve kariyer yaşamını olumsuz etkileyerek onu yoksulluğa ve ekonomik bağımsızlığını kaybetmeye itmekte ve aile yaşamını tahrip etmektedir. Bundan dolayı aile yaşamına olan güven ve inançlarını kaybetmektedirler.
- Ayrıca, aile içi şiddet kadınlarda önemli ruh sağlığı sorunlarına yol açabilen bir halk sağlığı sorunudur. Çünkü; ev içi şiddet yaşayan kadınlarda majör depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu sık görülen psikiyatrik bozukluklardandır.
- Şiddete uğrayan kadının değerleri, nitelikleri, kararları yok olmakta, “ben” duygusunu yitirmekte, benlik saygısı azalmakta, kimlik kaybı görülmekte, sağlık sorunları artmakta ve girişimciliği gelişmediği gibi tam tersine kaybolmaya başlamaktadır.
- Şiddete uğrayan kadınlar kimlik ve düşünce geliştirmekte zorlanmakta ve toplumsal tavır alışlarda yer alamamakta, kendini suçlamaktadır. Dolayısıyla; kendi durumunu gerçekçi olarak değerlendirmekten uzaklaşmaktadır.
- Şiddete uğrayan kadın, korkar ve baskıyı içselleştirir, karmaşık (kompleks) duygular besler ve yalnızlık çeker. Eğer sürekli olarak şiddet görürlerse bir süre sonra şiddeti artık içselleştirmektedirler.
- Aile içi kadına yönelik şiddet sonucunda, kaygı depresyon, travmatik stres bozukluğu, madde kullanımı ve intihar gibi birçok sorun ortaya çıkabilmektedir.
- Sonuç olarak; şiddetin yaşandığı bir aile ortamında bulunmak ileriki dönemde şiddeti uygulayan olmada etken olduğu görülmektedir. Yapılan araştırmalara göre; çocukluğunda şiddet yaşamış annelerin, yaklaşık %30-60‟ının çocuklarının da ihmal ve her türlü istismara maruz kaldıkları belirtilmiştir.
Şiddete maruz kalıyorsanız destek alabileceğiniz kurumların iletişim bilgilerine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Psikolojik destek almak için buraya tıklayarak randevu alabilirsiniz.
Kaynakça
Altınay, A. G., & Arat, Y. (2007). Türkiye’de KAdına Yönelik Şiddet. İstanbul: Punto.
Dolunay, Ş., Yıldız, S. (2013), “Kadına Yönelik Şiddet Algısı-Kadın ve Erkek Bakış Açılarıyla”, Mutlu Çocuklar Derneği Yayınları, Ankara.
Korkut-Owen, F., & Owen, D. W. (2008). Kadına Yönelik Aile İçi Şİddet. Ankara: T.C. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü.
Tatlılıoğlu , K., & Küçükköse, İ. (2015). Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Nedenleri, Koruma, Önleme ve Müdahele Hizmetleri. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7(13).
Zara, A., & İnce, M. (2008, 12). Aile İçi Şİddet Konusunda Bir Derleme. Türk Psikoloji Yazıları, s. 81-94. (http:www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=21519)